:)

Fütursuzca Saçmalama -3-

Mezuniyet Üzerine

 Hani filmlerde görürsünüz filan ya bir dallama alır birasını geçer bilgisayarın karşısına. Yetmezmiş gibi açar bloguna yazmaya başlar. Amacını neyse artık. Ben de bu adama özenim aynı ritüeli bilfiil uygulamaktayım tam da şu anda nedenini soruyorsunuz belki de. E haklısınız da amına koyim. Amacım neydi bilmiyorum ama yazıyorum. Hesap vermek zorunda olmadığımı varsayıyorum. Aslında biraz mezuniyetten bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz düşündüğüm üzere bugün mezun oldum. 4 yıllık lise maceram son buldu. N'oluyor lan diyemeden bitti lise. Zaman buhar oldu uçtu değim yerindeyse. Merak etmeyin lise hayatımı anlatıp tatava yapmayacağım. Sizi anılarımı yad etmek için bir araç olarak kullanmayacağım. Sadece ne biliyim belki biraz çata vatlı sözler söyleyip sizi etkilerim belki diye düşünüyorum. Düşünmüyorum istiyorum daha doğrusu.

 Ah! Ne de güzel haydar haydar çalıyor alttan alttan ve ben yine fütursuzca saçmalıyorum. Kendimi anlayamıyorum. Seni anlamadığım gibi. Senin için onca yaptığım şeyden sonra. Bana ayrılık hediyen bir buruk veda ve viski acısı bir sessizlik. Bunlar da yetmezmiş gibi ömür boyu sensizlik. Komik gerçekten de komik. Diyecek söz yazacak kelime kullanacak harf bulamıyorum. Çünkü yok. Sana neden diye sorsam da senin hesap vermeme hakkını kullanacağını da adım gibi biliyorum. Bu arada adım Orçun aşağıya da yazacağım gibi. Bu yazıyı yadım ama ulan piç bu seferki hiç de saçma değildi dememeniz için bu satırları da yazdım. Umarım göt olmuşsunuzdur (Gülücük). Bugünün diğer enstantanelerine geçmek gerekirse ağır veda, özgürlük, hüzün, keder, şaşkınlık, anlaşılmazlık, karamsarlık gibi duyguların hakimiyetini açıkça hissedebilmekteyiz. 

 Belki bir daha çoğunuzla yüz yüze görüşemeyeceğiz. Ama hepinize, kırklarelinde (küçük yazdım evet sikim kırklareliyi) tanıdığım her insana hiç birini atlamadan teşekkürü ve tebessümü bir borç bilirim. Çünkü başarısızlıklarla dolu kırklareli maceramda hepiniz benim bulunduğum noktaya gelmemde yani bir çocuktan adama evrilişimde yardımınız esirgemediniz. Belki iyiydik belki kötüydük ama her doğrumdan ve her yanılışımdan bir ders çıkarmama yardımı dokundu aramızda geçen ve ya geçemeyen tüm diyaloglarımızın. İşte tam şu anda bilgisayarın karşısında tam bir mal gibi ayağa kalkıyorum huzurunuzda eğiliyorum referansımı yapıp kırklareli sahnesin tek ediyorum. Nefretim, sıkıntım, küfrüm hoşça kal bir tanem hoşça kal. Seninle 4 sene yaşadım, 4 sene yaşlandım, kahrımı az mı çektin ulan ama bütün bunlar yine de sana olan nefretimi gölgeleyemedi. Hoşça kal kırklareli hoşça.
                              
                                                                                                                   Orçun AYDIN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder